Yaşım 30 olmasına rağmen bazı şeyler yolunda gitmiyordu. Doktor kontrolüne gittiğimde yapılan testler sonrası, istediğim an anne olamayacağımı öğrendim. Hatta belki de tüp bebekle bile. O güne kadar çocuk sahibi olmayı düşünmemiştim ama denememiş olmama rağmen böyle bir şey duymuş olmak beni yıktı.
Ama o bir mucizeydi, çünkü ilk ilişkimde hamile kalmıştım. 38. haftada sezaryenle doğum yaptım. 30 Kasım 2015 Pazartesi, sabah 9:43’te Poyraz kollarımdaydı. O duyguları yazıya dökmek çok kolay değil . Rabbim isteyen herkese anne olmayı nasip etsin… Ameliyat esnasında doktorum “şimdi ses duyacaksın, sakın korkma” dediğinde aklıma binbir türlü şey gelmişti. Zaten ani karar verilen bir sezaryendi, şoktaydım. Seni neyin beklediğini bilmiyorsun ne kadar hazırlansan da…
O ses oğlumun sesiydi. Ağlayarak dünyaya geldi ve o an bir anne de doğdu. Hemen sarılıp kokladım, ten tene temas gerçekleştirildi, hem de bir devlet hastanesinde. Yarım saat içinde ikimiz de odamızdaydık. Yorgunduk, birbirimizle dinlendik. Hemen emdi benim akıllı bızdığım. Çok şükür ikimiz de bir sorun yaşamadık. İnsanın bedenini kendine ait bi parçasıyla paylaşıyor olması çok enteresan bir duygu…
Poyraz tam yirmi aylık, hala bilfiil emen bir çocuk. Yolculuğumuzda ikimiz de bazen sorunlar yaşadık. Atak dönemlerinde meme reddi, mastit oluşum – hem de 14 aylıkken… Ama hiçbiri ikimizi de yıldırmadı, vazgeçmedik. Ben anne olmayı da emzirmeyi de çok sevdim. Bazen çok sinirlensem, üzülsem, yıpransam da. Özellikle gece emzirmeleri bazen canımdan bezdirdi. Eşime çoğu gece “kesip atacağım şu memelerimi” demişliğim var. Ama kıyamadım hiçbir zaman kuzuma. Hep dedim ki “o Rabbinin emaneti, savunmasız, sana muhtaç….Emzir emzirebildiğin kadar, nasılsa geçici bir süreç…”
Poyraz’ın anafilaksi derecesinde çoklu gıda alerjisi var. Hala sadece anne sütü ile devam ediyoruz. Bizi farklı kılan nokta da tam olarak bu. Ben zaten başından beri 24 ay emzirmeyi planlamıştım ama tabii ki ek gıda ile birlikte. %100 anne sütü ile devam etmek yorucu, yıpratıcı. Yiyebildiği gıda sayısı hala bir elin parmağını geçmiyor ve çok zorlanıyoruz. Gıda provakasyonlarımız devam ediyor, tabii ki diyetimiz de. İkimiz için de diyet çok zor. Düşünsenize, 14 ay yoğurt yemeyen, süt içmeyen bir anne, evladı için fedakarlık yapmak muhteşem bi duygu. Hep dedim hala diyorum, anne olmak zor, bilinçli anne olmak yorucu ama alerjik çocuk annesi olmak gerçekten çok ama çok zor. Alerji dipsiz bir kuyu. Her an tetiktesiniz, ne yedim de bu çocuk böyle oldu diye. Tepkilerimiz çoğu zaman deride, bağırsak tepkilerimiz de devam ediyor, hele ki 15 gün geçmeyen pişikler…
Ve her zaman en iyi ilaç anne sütüydü. Doktorumuz da çevremiz de çok şaşkın. Bu nedenle çok nazar da alıyoruz. Oğlum hala sadece anne sütü almasına rağmen; bedensel ve zihinsel gelişimi çok iyi. Diyette olduğum için, oğluma üzüldüğüm için, tek başıma mücadele verdiğim için herkes sütümün azalacağını düşündü/söyledi. Ama bana göre en başından beri süt için tek gerekli olan şey emen bir bebek ve onu seven bir anne. Uyumadım, dinlenemedim, doğru dürüst yemedim hatta özellikle istediklerimi yiyemedim ama çok şükür ki hiç sütüm azalmadı. Su tüketmeye, sık sık duş almaya çalıştım ve kötü düşünmemeyi denedim hep. Grupları da takip ettim, destek de aldım, destek olmaya da çalıştım. Ve herkese aynı öğüdü verdim: Emzirmenin yemek ile ilgisi yok. Öyle olsa Afrika’daki anneler nasıl emziriyor? O çok özel bi gıda, rabbimin nimeti. Ve sadece çocuğunu doyurmuyorsun, ruhunu da besliyorsun. Sana gülen gözlerle bakan sana minnet duyan o huzuru hisseden yavrunun varlığına şükür sebebi.
Şimdi ise birlikte emzirirken daha çok eğleniyoruz. Çünkü cümle kuruyor. “Anne memeee istiyorum” diyor. İlk zamanlar hep meme meme diye gezindik ortalarda. Çarşıda, pazarda, otobüste, hastanede, her yerde bilfiil emzirdim. Utanmadım. Dedim bakan utansın. Yavrusunu beslemek bence en doğal olayken onu yapan anneyi taciz etmek çok ayıp. Çok şükür hiçbir sorun yaşamadım. 20 aydır bir kere bakan bile olmadı.
Kısacası, emzirin gitsin! Memelerden size selam olsun 🙂 Bunları sizinle paylaşmama vesile olan, hamileliğim ve sonrasında her türlü desteği esirgemeyen Arzu Ebe’ye teşekkürler.
Sevgiler…
Leave a Reply